Daha önceki yazımızda yapay zekânın hukuki niteliğine ilişkin çeşitli görüşlere yer vermiş ve konuya ilişkin bir değerlendirme yaparak Avrupa Parlamento’sunun yapay zekâ için geliştirdiği elektronik kişilik kavramının hukukun gelişimi bakımından önemi üzerinde durmuştuk.[1] Bu yazımızda ise bir önceki yazımıza referansla yapay zekânın hukuki sorumluluğunu irdeleyeceğiz.

İleri teknolojik gelişmelerin görece zayıf olduğu göz önüne alındığı takdirde Türkiye’de yakın tarihte çoğunlukla yarı otonom yapay zekâya sahip robotlar ile zeki robotların kullanılması muhtemeldir. Tam otonom yapay zekâ robotların kullanılması yakın bir gelecekte mümkün görünmediğinden şimdilik Türk Hukukunda buna ilişkin düzenlemelere lüzum yoktur. Dolayısıyla bu yazıda Türk Hukuku bakımından yarı otonom yapay zekâya sahip robotlar ile zeki robotların hukuki sorumluluğu değerlendirme konusu olacaktır ve kusursuz sorumluluk hükümleri ele alınacaktır. Belirtmek gerekir ki kusursuz sorumluluk halleri yapay zekâyı kullanan işletmeler ve gerçek kişiler bakımından uygulama alanı bulacaktır.

  • Hakkaniyet Sorumluluğu

Türk Borçlar Kanunu’nun 65. Maddesi ayırt etme gücü bulunmayanların sorumluluğunu hüküm altına almaktadır. Buna göre;

Hakkaniyet gerektiriyorsa; hâkim, ayırt etme gücü bulunmayan kişinin verdiği zararın, tamamen veya kısmen giderilmesine karar verir.

Hükümden de anlaşılacağı üzere hakkaniyet gerektirdiği takdirde hukuka aykırılık unsurunun, zararın ve bu ikisi arasında illiyet bağının bulunması halinde ayırt etme gücünden yoksun kişi kusuru olmasa dahi verdiği zarardan sorumlu tutulmaktadır. Kıyas yoluyla bu hükmün yapay zekâ bakımından uygulama alanı bulması halinde (tam otonom yapay zekâ söz konusu olmadığından) yarı otonom bir yapay zekanın sahibinin veya işletmecisinin yapay zekânın verdiği zararı karşılaması söz konusu olacaktır.  Bu hüküm yapay zekânın hukuki niteliğini eşya olarak kabul eden görüşün argümanını dayandırdığı hükümlerden biridir. Dolayısıyla yapay zekâ eşya olarak kabul edildiği takdirde hakkaniyet sorumluluğu yoluyla yapay zekânın verdiği zararın sahibi tarafından giderilmesi mümkün olacaktır.

  • Özen Sorumluluğu

Türk Borçlar Kanunu özen sorumluluğunu adam çalıştıranın sorumluluğu, hayvan bulunduranın sorumluluğu ve yapı malikinin sorumluluğu olmak üzere üç ayrı başlıkta ele almaktadır. Bu hükümler arasında özellikle adam çalıştıranın sorumluluğu yarı otonom yapay zekâların hukuki sorumluluğu bakımından önem taşımaktadır.

Türk Borçlar Kanunu’nun 66. Maddesi uyarınca;

 Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.

Görüldüğü üzere Kanun, adam çalıştıranın çalışanının işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zarardan sorumlu olacağını düzenlemektedir. Kıyas yoluyla denilebilir ki işletmeci işletmesindeki yarı otonom yapay zekâ robotun programlandığı işi yaptığı sırada verdiği zarardan sorumlu olacaktır.[2]

Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.

Kurtuluş karinesi olarak bilinen bu bentte ise Kanun, adam çalıştıranın gerekli özeni göstermesi halinde sorumlu olmayacağını hüküm altına almaktadır. Doktrindeki bir görüş yapay zekânın işletmecisi bakımından kurtuluş karinesinin uygulanmayacağını ileri sürmektedir.

Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.

Burada ise adam çalıştıranın kusuru oranında çalışanına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Ancak yarı otonom bir yapay zekâ robota işletmecinin rücu etmesi mümkün olmadığından bu hüküm yapay zekâ bakımından uygulama alanı bulamayacaktır. Fakat zarar robotun yazılımındaki bir hatadan kaynaklanıyorsa işletmecinin robotun tasarımcısına rücu etmesi mümkündür.

Yapay zekânın git gide ev aletlerinde kullanılmaya başlanmasıyla birlikte doktrindeki bir diğer görüş hayvan bulunduranın sorumluluğuna ilişkin hükmün söz konusu yarı otonom robotlar bakımından uygulanabileceğini savunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 67. Maddesi uyarınca;

Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.

Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz.

Hükmün kıyas yoluyla uygulanması durumunda işletmecinin yapay zekânın verdiği zarardan kusursuz sorumlu olacağı açıktır. Aynı zamanda işletmeci özen sorumluluğunu yerine getirdiğini ispat ederse kurtuluş karinesi devreye gireceğinden hukuki sorumluluğu ortadan kalkacaktır. Yinelemek gerekirse doktrinde kurtuluş karinesinin yapay zekâ işletmecisi bakımından uygulanmayacağını ileri süren bir görüş mevcuttur.

  • Tehlike Sorumluluğu

Türk Borçlar Kanunu’nda kusursuz sorumluluk hallerinden biri olarak düzenlenen tehlike sorumluluğu uyarınca; önemli ölçüde tehlike arz eden bir işletmenin faaliyetinden zarar doğması halinde bu zarardan işletme sahibi ve varsa işleten müteselsilen sorumludur. Dolayısıyla gerek yarı otonom yapay zekâları işletmelerinde kullanan işletmeler gerekse yapay zekâ konusunda çalışan diğer firmalar önemli ölçüde tehlike arz eden bir faaliyetin söz konusu olması halinde kusurları olmasa dahi sorumlu tutulacaktır.

  • Türk Medeni Kanunu’nun Sorumluluk başlıklı 369. Maddesi Uyarınca;

Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, alışılmış şekilde durum ve koşulların gerektirdiği dikkatle onu gözetim altında bulundurduğunu veya bu dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesini engelleyemeyeceğini ispat etmedikçe sorumludur.

Yarı otonom robotların temyiz kudretinden yoksun kişi olarak kabul edilmesini savunan görüşe göre, evde kullanılan bir yarı otonom robot aile üyesi olarak kabul edilebileceğinden bu hüküm uygulama alanı bulabilecektir. Diğer bir ifadeyle, yarı otonom bir ev aletinin verdiği zarardan ev başkanı gerekli dikkat ve özeni gösterseydi dahi zararın meydana gelmesinin engellenemeyeceğini ispat etmedikçe hukuken sorumlu olacaktır. 

Sonuç;

Yapay zekânın hukuki niteliğine ilişkin tartışmalar süregelmekle birlikte Türk Hukukunun bahsi geçen hükümleri kıyasen uygulanarak yarı otonom bir robotun işletmecisinin veya sahibinin hukuken sorumluluğu yoluna gidilebilir. Ancak yapay zekânın hukuki niteliğindeki bu belirsizlik beraberinde kıyas yoluyla çok farklı hükümlerin uygulanmasını savunan birden fazla görüşe zemin hazırlamaktadır. Diğer bir deyişle, yapay zekânın hukuki niteliğine ve sorumluluğuna ilişkin görüşler doktrin yoluyla gelişim göstermektedir ve Türk Kanun Koyucunun konuya ilişkin herhangi bir yasal düzenlemesi bulunmamaktadır.

Konuya ilişkin herhangi bir yasal zemin bulunmadığından doktrindeki görüşlerle sınırlı olarak ele alabildiğimiz yapay zekâ varlıkların gelecekte hangi formlara bürüneceğini ön göremediğimizden kıyas yoluyla mevcut hükümleri uygulamanın ancak günü kurtarmak olduğu ve yeni gelişmelere cevap verebilen bilişim çağı ile uyumlu yasal düzenlemelerin ise gün geçtikçe ihtiyaç haline geldiği kanaatindeyiz.

KAYNAKÇA

INCE, Ş., ŞIMŞEK, M. Z., & KAYNARCA, F. (2019). YAPAY ZEKÂ VE ROBOTLARIN HUKUKI SORUMLULUĞUNUN TÜRK YASAL MEVZUATI ÇERÇEVESINDE INCELENMESI. GSI ARTICLETTER, 28.

Türk Borçlar Kanunu ve İlgili Mevzuat


[1] Konuya İlişkin bir önceki yazımız için: https://par.av.tr/yapay-zeka-nedir/

[2] INCE, Ş., ŞIMŞEK, M. Z., & KAYNARCA, F. (2019). YAPAY ZEKÂ VE ROBOTLARIN HUKUKI SORUMLULUĞUNUN TÜRK YASAL MEVZUATI ÇERÇEVESINDE INCELENMESI. GSI ARTICLETTER, 28.