Ceza Hukuku

Ceza hukuku alanında uzman avukatlarımız ile yüz yüze veya online görüşebilirsiniz.

Türk ceza muhakemesinde delil serbestliği ilkesi geçerlidir. Yani, ceza davalarında sanık ya da şikâyet eden her türlü maddi delili ileri sürebilir.

Soruşturma safhasında ;Cumhuriyet savcısından, yargılama safhasına Ceza mahkemesinden istediği delillerin araştırılmasını tespit edilmesini isteyebilir. Ceza davalarında kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi geçerlidir. Yani bir eylemin ya da eylemsizliğin suça konu olabilmesi için öncelikle ceza kanunda ya da diğer yasalarda düzenlenmiş olması şarttır. Suça konu fiil bir eylem ya da eylemi yapmama fiilidir. Fiili eylemler,yasalar ile yasaklanan bir eylemin yapılması. Eylemsizlik hali ise yasalarla yapılması zorunlu eylemin yapılmaması şeklindedir. Bir eylemin suça konu olabilmesi için yani cezai yaptırıma konu olabilmesi için kanunilik ilkesi gereği ;kanunlarda düzenlenen unsurları da taşıması gerekir.Ceza avukatı, öncelikle vakıanın suça konu olup olmadığını tespit etmelidir. Ceza avukatı, eylem ile ilgili tüm yasal düzenlemeler incelenmelidir. Ceza avukatı, suçun unsurları tespit etmelidir.

Ceza avukatı, sanığın eyleminin ne aşamada olduğunu fiili tamamlayıp tamamlamadığını tespit etmelidir.Ceza avukatı, sanığın eylemi hangi saiklerle yaptığını tespit etmelidir.

Avukat, sanığın suça konu eyleminin hangi şartlarda oluştuğunu tespit etmelidir.Avukat sanığın eylemi ile suça konu olay arasında nedensellik bağının olup olmadığını tespit etmelidir. ;Özellikle suçtan zarar gören varsa bu zarar ile sanığın eylemi arasında nedensellik ilişkisi mevcut mu? Sitemizde suç türüne göre tasnif edilen ayrıntılı bilgi verilmiştir. Suçun unsurlarını ayrıntılı şekilde en iyi ceza avukatı belirleyebilir. Sizin haklarınızı en iyi avukat savunur . 

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi

Suç ve bunun karşılığı olan cezanın ancak kanun ile belirlenmesidir. Bu temel ilke, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasında yer almaktadır: “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz.” Bu da suç tanımının belirgin ve açık biçimde kanunla düzenlenmesini gerektirir. Belirsiz ve muğlak ifadelerle suç tanımlanamaz,

Kanunilik ilkesinin gerektirdiği bir başka şart da, aleyhe olan kanunun geçmişe yürüyemeyeceğidir. Yani, işlendiği sırada suç olmayan bir fiilden dolayı, sonradan fiilin suç olarak düzenlenmesi nedeniyle kimse cezalandırılamaz Gene kanunilik ilkesinin getirdiği bir başka koşul da failin kıyas yasağıdır. Hukuk biliminde kıyas, kanunda boşluk bulunması halinde bu boşluğun en benzer hukuk kuralı bulunarak doldurulmasını ifade eder. Ceza hukukunda kıyas, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinin 3. fıkrasında “Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz.” şeklinde belirtildiği üzere uygulanamaz

Suçta ve cezada kusur ilkesi

Ceza hukuku anlamında kusur, bir fiilin isnat yeteneği mevcut bir kimse tarafından bilerek ve istenerek işlenmesidir. Yani, failin cezalandırılabilmesi için fiili bilerek ve isteyerek yapmış olması gerekir. Bu ilkeden de ancak fiili bizzat işlemiş failin cezalandırılabileceği ilkesi türetilmiştir. Bu ilke de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesinin 1. fıkrasında yer almaktadır: “Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.”

Suçun unsurları

Bir fiilin cezalandırılacak bir suç teşkil etmesi için belli unsurların mevcut olması gerekir. Suçu oluşturan temel unsurlar, kanuni unsur, maddi unsur, hukuka aykırılık unsuru ve manevi unsurdur.

  • 1. Kanuni unsur (tipiklik) Kanuni unsur, işlenmiş bulunan bir fiilin ceza kanununda düzenlenen suç tanımına birebir uygun olmasıdır. Bu unsura tipiklik adı da verilmektedir. Örneğin, hırsızlık suçunun gerçekleşmesi için failin “zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alması” gerekir. Kanunda tanımlanan bu unsurlardan biri yoksa mesela alınan malın zilyedinin rızası varsa, hırsızlık suçunun kanuni unsuru oluşmaz.

  • 2. Maddi unsur (hareket/fiil)

    Suçun meydana gelebilmesi için failin bir fiil işlemesi gerekir. Fiilden kasıt, insanın kendi iradesiyle dış dünyayı değiştiren bir iş ortaya çıkarmasıdır. Mesela refleks hareketleri veya epilepsi hastasının bilincini kaybettiğinde gerçekleştirdiği hareketler fiil unsuru taşımaz.

  • 3. Hukuka aykırılık unsuru

    İşlenen fiil hukuk düzeniyle uyuşmazlık içindeyse hukuka aykırılık unsuru tamamlanır. İlke olarak kanuni unsuru gerçekleştiren bir hareket hukuka aykırıdır. Ancak, ceza hukuku hukuka aykırılığa bir takım istisnalar getirerek, kanuni unsuru tamamlayan bazı fiillerin hukuka uygun olacağını belirlemiştir, bunların başlıcaları şunlardır:

    • Kanunun hükmü ve amirin emri (TCK m. 24/1)

    • Meşru savunma (TCK m. 25)

    • Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası (TCK m. 26)

    • Cebir, şiddet, korkutma ve tehdit altında işlenen suçlar (TCK m. 28)

    • Zorunluluk (ıztırar) hali 2005 yılında TCK’da hukuka uygunluk nedeni olmaktan çıkarıldı.

  • 4. Manevi unsur

    Suçu gerçekleştiren son unsur kanuni tipikliği mevcut hukuka aykırı fiilin isnat yeteneği var olan bir kimse tarafından bilerek ve isteyerek yapılmasıdır. Bu unsur aynı zamanda, ceza hukukunun evrensel ilkelerinden biri olan kusursuz suç ve ceza olmaz ilkesinin suçu oluşturan unsurlara yansımasıdır. Bir eylem yukarıda belirtilen tüm unsurları taşısa bile, kişinin kastı yoksa manevi unsur yokluğu nedeniyle kişinin eylemi cezayı gerektirmeyebilir Taksir sonucu işlenmiş fiillerden dolayı öngörülen cezalar bunun dışındadır.