Borçlu konumundaki nafaka alacaklısının nafaka alacağının söz konusu borç için haczi kabil bir malvarlığı değeri olarak kabul edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu belirleme yapılırken nafakanın ilama müstenit bir nafaka olup olmadığı hususu önem kazanmaktadır.

İcra İflas Kanunu’nun 83. Maddesi uyarınca ilama müstenit olmayan nafakaların kısmen haczi mümkündür. İlama müstenit olmayan nafaka, bir mahkeme kararı ile belirlenmemiş olan ve tarafların Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca bir sözleşme ile kararlaştırdıkları nafakadır. Yargıtay’ın deyimiyle ilama müstenit olmayan nafaka sözleşmeye dayanan, zorunlu olmayan ve hakimlikçe hüküm altına alınmamış olan, tarafların serbest iradeleri ile belirleyerek ödedikleri iratlardır. Bunların borçlu ve ailesinin geçinmeleri için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktarı tenzil edildikten sonra haczi mümkündür.

Ancak ilama dayanan nafaka alacakları bakımından durum farklıdır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/4928 Esas ve 2019/242 Karar Sayılı İlamı:

Niteliği itibari ile nafaka kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikli ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, nafaka alacaklısının her ay hükmedilen nafakayı talep etmeyip birikmiş nafakayı tahsil etmesi bu paranın “alelade alacak niteliğine” dönüşmesi anlamım kazandırmaz. Çünkü, nafaka alacaklısı istediği an, hükmedilen nafakayı alma olanağına sahip olmalıdır.

O halde, mahkemece birikmiş nafaka alacaklarının da haczi mümkün olmadığından şikâyetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, şikâyetin reddi yönünden hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2002/14311 Esas ve 2002/15013 Karar Sayılı İlamında;

“…ilama müstenit olan nafakadan kastedilen şey, dava sırasında hakimlikçe kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikle ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, ara kararı ile takibe konulmasındaki amaçta dava sonucu beklenmeksizin nafakanın bir an önce tahsilinin gerekmesidir. Başka bir anlatımla nafakanın ilama bağlanıp bağlanmaması bu gibi hallerde sonuca etkili değildir. İcra ve İflas Kanunu’nun 83. maddesinde “ilama müstenit olmayan” nafaka tabirinden anlaşılması gereken ise Borçlar Kanunu’nun 507. maddesinde olduğu gibi mukaveleye müstenit nafakalardır. Yani zaruri olduğundan hakimlikçe hüküm altına alınan nafaka değil, tarafların serbest iradesi ile anılan madde koşullarındaki kararlaştırılan iratlardır. Hal böyle olunca lehine hükmedilen kişinin geçimi için zorunlu olan Türk Medeni Kanunu’nun hükümlerine göre verilen nafakanın birikmesi halinde dahi niteliği itibariyle haczi caiz değildir. Mercice aksine düşüncelerle şikâyetin reddine karar verilmesi isabetsizdir…”[1]

Yargıtay ilama dayanmayan nafaka alacaklarının haczini mümkün kabul ederken ilama dayanan nafaka alacakları bakımından farklı bir uygulamaya gitmektedir. Yargıtay’a göre ilama dayanan nafaka alacakları zaruri olarak hükmedilen bir para olduğundan haczi mümkün değildir. Ayrıca Yargıtay, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca zorunluluk icabı belirlenen nafakanın henüz ilama bağlanmamış olması halinde dahi ilama müstenit olmayan alacak olarak kabul edilemeyeceği görüşündedir. Diğer bir ifadeyle Yargıtay’a göre bu durumda da söz konusu nafaka alacağı haczedilemeyecektir. Bir diğer önem arz eden husus, birikmiş nafaka alacağının niteliği gereği alelade alacak olarak kabul edilememesidir. Yargıtay, birikmiş nafaka alacağının alelade alacak niteliği kazanmadığı ve bu nedenle haczinin de mümkün olmadığı görüşündedir.

Son olarak haczi kabil malvarlığı değeri olarak kabul edilmeyen ilama müstenit nafaka alacağına haciz konması durumunda haczedilemezlik şikâyeti yoluyla söz konusu hukuka aykırılık giderilebilir.

Haczedilemezlik şikâyeti, haczi kısmen veya tamamen mümkün olmayan bir malvarlığı değerine haciz konması durumunda gündeme gelir. Şikâyet icra mahkemesine yapılır. İcra dairesine yapılan haczedilemezlik şikâyeti geçersizdir. Kural olarak haczedilemezlik şikâyeti icra takibini durdurmamaktadır. Ancak icra mahkemesi yapılan haczedilemezlik şikâyeti üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verirse icra takibi durur. Şikâyet süresi kural olarak işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gündür. [2]

KAYNAKÇA

Çitak, Burçak, Eşler Arasındaki Nafaka Yükümlülüğü, İstanbul Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2016

Atalı, Ermenek, Erdoğan, İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, 2021, s.62

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/4928 Esas ve 2019/242 Karar Sayılı İlamı

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 2002/14311 Esas ve 2002/15013 Karar Sayılı İlamı

İcra ve İflas Kanunu ve İlgili Mevzuat


[1] Çitak, Burçak, Eşler Arasındaki Nafaka Yükümlülüğü, İstanbul Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2016

[2] Atalı, Ermenek, Erdoğan, İcra ve İflas Hukuku, Yetkin Yayınları, 2021, s.62