Türk Vatandaşlığı Kanunu, Türk vatandaşlığının doğumla veya sonradan kazanılması şeklinde iki ayrı tasnifi haizdir. Kanun uyarınca doğumla vatandaşlığın kazanılması vatandaşlığın aslen kazanılması yoludur. Vatandaşlığın sonradan kazanılması ise müktesep vatandaşlık olarak nitelendirilmektedir. Başka bir ifadeyle, Türk vatandaşlığı esasen doğumla kazanılır; doğumla Türk vatandaşlığı kazanılmamış ise bu durumda ancak sonradan vatandaşlığın kazanılması hükümlerine göre vatandaşlık kazanılabilir.
Doğumla Türk Vatandaşlığının Kazanılması
Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun madde 6 ve devamında düzenlenen hükümleri uyarınca Türk vatandaşlığının kazanılmasında temel prensip soy bağı ile kazanmadır. Diğer bir ifadeyle Türk hukukunda kan esasına dayalı olarak vatandaşlığın kazanılması esastır. Buna göre, Türk vatandaşı bir anne ve/veya Türk vatandaşı bir babadan olan çocuk doğumla kendiliğinden Türk vatandaşlığını kazanır. Yinelemek gerekirse çocuğun doğumla Türk vatandaşlığını kazanması için anne veya babadan herhangi birinin Türk vatandaşı olması yeterlidir.
Evlilik birliği içinde doğan çocuklar bakımından vatandaşlığın kazanılması usulü böyle iken Kanun evlilik birliği dışında doğan çocuklar bakımından bir ayrıma gitmektedir. Buna göre evlilik birliği dışında Türk bir anneden ve yabancı bir babadan doğan çocuğun annesi ile soy bağı doğumla kurulduğundan bu çocuk doğumla kendiliğinden Türk vatandaşlığını kazanacaktır. Ancak evlilik birliği dışında Türk baba ve yabancı anadan doğan çocuğun Türk vatandaşlığını kazanmasında özellik arz eden bir husus mevcuttur. Kanun’un 7. Maddesi uyarınca bu durumda ancak çocuk ile baba arasında soy bağının kurulması ile çocuk vatandaşlık kazanacaktır.
Ayrıca Kanun istisnai bir yol olarak toprak esasına dayalı Türk vatandaşlığının kazanılmasını da düzenlemektedir. Buna göre Türkiye’de doğan ve yabancı ana ve babasından dolayı doğumla herhangi bir ülkenin vatandaşlığını kazanamayan çocuk, doğumdan itibaren Türk vatandaşıdır. Doğum yeri esasına göre vatandaşlığın kazanılmasında temel amaç Türkiye’de doğan çocukların vatansız kalmalarını önlemektir.
Kanun doğum yeri ile vatandaşlığın kazanılmasını düzenledikten sonra Türkiye’de bulunan çocuklar bakımından bir karine kabul etmiştir. Türkiye’de doğma karinesi olarak kabul edilen bu karineye göre Türkiye’de bulunmuş çocuk aksi sabit olmadıkça Türkiye’de doğmuş sayılır. Daha açık bir ifadeyle, Türkiye’de doğmuş olsun veya olmasın aksi ispatlanmadıkça Türkiye’de bulunmuş çocuk Türkiye’de doğmuş sayılır. Bu hüküm doğum yeri esasıyla vatandaşlığın kazanılmasına imkân vererek vatansızlığın önüne geçmeyi amaçlayan bir niteliği ihtiva etmektedir.
Türk Vatandaşlığının Sonradan Kazanılması
Müktesep vatandaşlık olarak da bilinen ve doğum dışındaki birtakım hukuki nedenlere dayanılarak kazanılan Türk vatandaşlığı kanunda açık bir şekilde düzenlenmektedir. Türk Vatandaşlığı Kanunu madde 9 ve devamında düzenlenen sonradan kazanma halleri yetkili makam kararı ile kazanma, evlat edinilme yolu ile kazanma ve seçme hakkının kullanılması yolu ile kazanma olarak hüküm altına alınmıştır.
- Yetkili Makam Kararı ile Türk Vatandaşlığının Kazanılması
Yetkili makam kararı ile vatandaşlığın kazanılmasında Kanun, genel yolla Türk vatandaşlığının kazanılması ve istisnai olarak Türk vatandaşlığının kazanılması olmak üzere iki ayrı yol öngörmektedir. Belirtmek gerekir ki vatandaşlık yetkili makamın kararıyla kazanıldığı andan itibaren hüküm ifade edecektir. Ayrıca her iki vatandaşlığın kazanılması halinde de Türk idaresinin takdir hakkı söz konusudur. Daha açık bir ifadeyle, bir kişi Türk vatandaşlığı için kanunda öngörülmüş olan şartları taşısa dahi yetkili makam olan İçişleri Bakanlığı, egemenlik hakkına dayanan sınırsız bir takdir hakkına sahiptir. Türk idaresinin sahip olduğu bu takdir hakkının sınırı yargı denetimidir. Vatandaşlığa alınmak için gerekli şartları taşıdıklarını düşünenler İçişleri Bakanlığı’nın ret kararına karşı yargı yoluna başvurabilirler.[1]
Genel yolla Türk vatandaşlığının kazanılması için Kanun’da öngörülen şartları taşımak gerekir. Ancak Kanun, açık bir ifadeyle öngörülen şartları taşımanın vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamayacağını hüküm altına alarak idarenin bu konudaki takdir yetkisini vurgulamaktadır. Türk vatandaşlığı Kanunu’nun 11. Maddesi uyarınca;
- Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda;
a) Kendi millî kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak,
b) Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye’de kesintisiz beş yıl ikamet etmek,
c) Türkiye’de yerleşmeye karar verdiğini davranışları ile teyit etmek,
ç) Genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığı bulunmamak,
d) İyi ahlak sahibi olmak,
e) Yeteri kadar Türkçe konuşabilmek,
f) Türkiye’de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak,
g) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak,
Şartları aranır.
Ayrıca Türk vatandaşlığı Kanunu belirli niteliklere haiz kişilerin 11. Maddede öngörülen şartları taşıması aranmaksızın istisnai yolla Türk vatandaşlığına alınmasını da mümkün kılmıştır. Kanuna göre istisnai yolla Türk vatandaşlığının kazanılması Cumhurbaşkanı’nın kararına bağlıdır. Dolayısıyla bu konuda cumhurbaşkanının takdir yetkisi mevcuttur. Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 12. Maddesi uyarınca;
1) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla Cumhurbaşkanı kararı ile aşağıda belirtilen yabancılar Türk vatandaşlığını kazanabilirler.
a) Türkiye’ye sanayi tesisleri getiren veya bilimsel, teknolojik, ekonomik, sosyal, sportif, kültürel, sanatsal alanlarda olağanüstü hizmeti geçen ya da geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulan kişiler.
b) 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi uyarınca ikamet izni alanlar ile Turkuaz Kart sahibi yabancılar ve bunların yabancı eşi, kendisinin ve eşinin ergin olmayan veya bağımlı yabancı çocuğu.
c) Vatandaşlığa alınması zaruri görülen kişiler.
d) Göçmen olarak kabul edilen kişiler.
- Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunanların talepleri Bakanlıkça reddedilir.
- Türk Vatandaşlığının Yeniden Kazanılması
Kanun, daha önce Türk vatandaşı iken vatandaşlığı kaybeden bazı kişilere yeniden Türk vatandaşlığına geçme hakkı tanımaktadır. Kanunun 13. Maddesi ikamet şartı aranmaksızın Türk vatandaşlığının yeniden kazanılmasını düzenlemektedir. Hüküm uyarınca;
- Millî güvenlik bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla aşağıda belirtilen kişiler Türkiye’de ikamet etme süresine bakılmaksızın, Türk vatandaşlığını Bakanlık kararıyla yeniden kazanabilirler.
a) Çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler.
b) Ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybedenlerden 21 inci maddede öngörülen süre içerisinde seçme hakkını kullanmayanlar.
- Türk Vatandaşlığının Evlenme Yoluyla Kazanılması
Türk vatandaşlığının evlilik yoluyla kazanılması da yetkili makam kararıyla sonradan Türk vatandaşlığının kazanılma yollarından biridir. Dolayısıyla bir Türk vatandaşıyla evlenme kişiye doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmamaktadır. Bir Türk vatandaşı ile evlenmenin kişiye Türk vatandaşlığını kazandırabilmesi için yabancı eşin talebi ve İçişleri bakanlığının kararı gereklidir. Kanunun 16. Maddesi uyarınca;
(1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde;
a) Aile birliği içinde yaşama,
b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama,
c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama,
Şartları aranır.
(2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz.
- Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler.
Hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere bir Türk vatandaşı ile evlenerek vatandaşlık başvurusunda bulunan eş, Türk vatandaşı eşin ölümü halinde dahi Türk vatandaşlığını kazanabilmektedir. Böyle bir durumda kanunda öngörülen aile birliği içinde yaşama şartı da aranmamaktadır.
Ayrıca kanun evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde dahi evlenme yoluyla vatandaşlığı kazanan eşin iyiniyetli olması şartıyla Türk vatandaşlığını muhafaza edeceğini de hüküm altına almaktadır.
- Türk Vatandaşlığının Evlat Edinilme ile Kazanılması
Türk Vatandaşlığının evlat edinilme yoluyla kazanılması da İçişleri Bakanlığı’nın kararıyla mümkündür. Diğer bir ifadeyle evlat edinilenin Türk vatandaşlığını kazanması için kanunda öngörülen şartları haiz olması yeterli olmayıp İçişleri Bakanlığı’nın kararı gereklidir.
Bir Türk vatandaşı tarafından evlat edinilen ergin olmayan kişi, millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartıyla karar tarihinden itibaren Türk vatandaşlığını kazanabilir. Buradaki karar tarihinin evlat edinilme tarihi mi yoksa vatandaşlığın kazanıldığı karar tarih mi olduğu hususu tartışmalıdır. Ancak genel kanaat evlat edinme anında değil İçişleri Bakanlığı’nın vatandaşlığın kazanılmasına ilişkin kararı ile vatandaşlığın kazanılacağı yönündedir.
- Türk Vatandaşlığının Seçme Hakkı ile Kazanılması
Sonradan Türk vatandaşlığının kazanılma hallerinden biri de seçme hakkı ile vatandaşlığın kazanılmasıdır. Kanun’a göre izin alma yoluyla Türk vatandaşlığından çıkan kişilerin velayeti altındaki reşit olmayan çocukları da diğer eşin muvafakatiyle Türk vatandaşlığından çıkarlar. Bu durumda anne veya babalarının Türk vatandaşlığından çıkmasına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden çocuklar ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde seçme hakkını kullanarak Türk vatandaşlığını kazanabilirler.
Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 21. Maddesine göre;
27’nci madde uyarınca ana veya babalarına bağlı olarak Türk vatandaşlığını kaybeden çocuklar ergin olmalarından itibaren üç yıl içinde seçme hakkını kullanmak suretiyle Türk vatandaşlığını kazanabilirler.
Kanun’da her ne kadar ‘kazanabilirler’ ifadesi yer alıyor olsa da bu durumda vatandaşlığın kazanılması herhangi bir makamın kararına bağlı değildir. Seçme hakkını haiz olanlar bu hakkı kullanarak başka hiçbir makamın kararına bağlı olmaksızın Türk vatandaşlığını kazanırlar.
KAYNAKÇA
Erdem, Türk Vatandaşlık Hukuku, Beta Yayınevi, 2020
Türk Vatandaşlığı Kanunu ve İlgili Mevzuat
[1] Erdem, Türk Vatandaşlık Hukuku, Beta Yayınevi, 2020, s.122