Spor kulübü alacaklarının devri, niteliği itibariyle bir tasarruf işlemi olup bu alacağı devretme yetkisine, alacak üzerinde tasarruf hakkına sahip olan spor kulübü haizdir. Diğer bir ifadeyle alacağı devreden sıfatı ile devir işlemini gerçekleştirecek olan spor kulübüdür. Alacağı devralacak olanlar bakımından ise 7405 Sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile bir sınırlama getirilmiştir. Kanun’un 20/8. Maddesine göre; Spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri, yönetim kurulu üyelerine, bunların eşleri ve üçüncü dereceye kadar hısımlarına, çalışanlarına, yüzde beş ve üzeri pay sahiplerine ve yönetim kurulu üyelerinin yüzde beş ve daha fazla pay sahibi olduğu şirketlere hak ve alacaklarını devredemez. Bu hüküm emredici nitelikte olduğundan spor kulüplerinin hükümde sayılan kişilere alacaklarını devretmesi hukuken mümkün değildir.
7405 Sayılı Kanun, spor kulüplerinin alacaklarını devredemeyeceği kişileri düzenlemesinden başka devre ilişkin bir takım özel şartlar öngörmüştür. Kanun’un 20/4. Maddesi uyarınca;
Spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri;
a) Bir önceki hesap döneminde gerçekleşen brüt gelirinin yüzde yirmi beşini aşan,
b) Mevcut yönetim kurulunun olağan görev süresinin bitiminden sonra doğacak ya da vadesi gelecek,
gelir ve alacaklarını üye sayısı on binden az olan spor kulüplerinde en az üye tam sayısının salt çoğunluğunun, üye sayısı on binden fazla olan spor kulüplerinde üyelerin, spor anonim şirketlerinde ise sermayenin en az üçte birini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin katılacağı genel kurulda, spor kulüplerinde toplantıya katılanların en az dörtte üçünün, spor anonim şirketlerinde ise toplantıya katılan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin sahip oldukları sermayenin en az dörtte üçünü oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oyu ile devredebilir. Anılan devir oranı, mevcut yönetim kurulunun olağan görev süresinin bitiminden sonraki olağan dönemde doğacak veya vadesi gelecek olan gelir ve alacaklar yönünden hiçbir şekilde bir önceki hesap döneminde gerçekleşen brüt gelirin yüzde ellisi oranını geçemez.
Hükümden de açıkça anlaşıldığı üzere, hükümle getirilen oranları ve diğer özel şartları taşımaksızın yapılan devir hukuken geçerli olmayacaktır. Ayrıca alacağın devrinde sebebe bağlılık ve soyutluk görüşüne göre de alacağın devrine kaynaklık teşkil eden sebebin geçersiz olması halinde alacağın devrinin hukuken geçerli olup olmadığı da değişiklik gösterecektir.[1] Sebebe bağlılık görüşünün benimsenmesi halinde alacağın devrine kaynaklık eden hukuki sebebin geçersiz olması halinde alacağın devri de geçersiz olacaktır. Soyutluk görüşünün kabulü halinde ise alacağın devrine kaynaklık eden hukuki sebep geçersiz olsa dahi alacağın devri hukuken geçerli bir işlem olarak varlığını sürdürecektir.
Spor kulüplerinin alacağını devretmesi bakımından önem arz eden bir diğer husus, söz konusu alacak devrinin herhangi bir şekle tabi olup olmadığıdır. Belirtmek gerekir ki 7405 Sayılı Kanun’da spor kulüplerinin alacaklarının devrinde öngörülmüş olan herhangi bir özel düzenleme mevcut değildir. Dolayısıyla bahse konu olan alacak devirlerinin şekline Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Bu çerçevede, Türk Borçlar Kanunu’nun 184. Maddesinde alacakların devri için öngörülen yazılı şekil şartı spor kulüplerinin alacaklarının devri bakımından da uygulama alanı bulacaktır.
Şekil şartı alacağın devri sözleşmelerinin geçerlilik koşulu olup bu koşulu taşımaksızın kurulan sözleşmeler geçersiz olacağından hüküm ve sonuçlarını da doğurmayacaktır. Yargıtay, şekle aykırı sözleşmelerin kesin hükümsüz olduğu görüşündedir.[2] Yargıtay’a göre geçerlilik şeklini haiz olmayan sözleşmeler kesin hükümsüz olup geçersizlikleri hâkim tarafından re’sen göz önüne alınmalıdır.
Ayrıca spor kulüplerinin üyesi oldukları uluslararası düzenlemeler de devir yasakları öngörebilir. Bu durumda devir yasağına rağmen yapılan devirler hükümsüzdür. Örneğin; ‘‘UEFA’nın “Regulations of the UEFA Champions League”, “Regulations of the UEFA Europa League” ve “Regulations of the UEFA Europa Conference League” isimli düzenlemelerinin her birinde mevcut olan mali hükümler kapsamındaki 60. Maddesine göre, UEFA tarafından yazılı olarak yetkilendirilmedikçe, bir kulüp turnuva katılımından herhangi bir üçüncü tarafa fayda sağlayamayacaktır.’’[3] Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü’nün 13. Maddesi uyarınca; Türkiye Futbol federasyonu üyesi olan futbol kulüpleri bu kurala uymakla mükelleftir. Dolayısıyla futbol kulüpleri UEFA turnuva gelirlerini UEFA’nın yazılı onayı olmadıkça üçüncü kişilere devredemez.
Belirtmek gerekir ki; 7405 Sayılı Kanun, 26.04.2022 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Kanun’un 59. Maddesi uyarınca yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacaktır. Daha açık bir ifadeyle, spor kulüplerinin 26.04.2022 tarihinden önce devrettikleri alacakları bakımından 7405 Sayılı Kanun uygulama alanı bulamayacaktır.
Kanun’un emredici hükümlerine aykırı olarak akdedilen (Kanun’da belirtilen limitleri aşan veya Kanun ile devir yasağı getirilen kişilere yapılan alacak devri) alacağın devri sözleşmelerine uygulanacak yaptırıma değinmek gerekir ise, bu konuda 7405 Sayılı Kanun’da düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla genel hüküm niteliğindeki Türk Borçlar Kanunu’nun 27. Maddesi uygulama alanı bulacaktır. Yukarıda da ifade edildiği üzere, söz konusu sözleşmeler kesin hükümsüzlük yaptırımına tabi olup hâkim bu durumu re’sen dikkate alacaktır. Ancak doktrinde kanunda öngörülen sınırları aşan edimlerin, kanunda ön görülen azami sınıra kadar olan kısmı bakımından geçerli olacağını ileri süren bir görüş de mevcuttur. Bu görüşe göre sözleşme kanunda öngörülen azami sınır uygulanarak ayakta tutulacaktır. Azami sınırı aşan kısımlar ise hükümsüz addedilecektir.
Alacağın devrinin hükümsüz olması halinde borçlunun borcunu ifası bakımından farklı durumlar ortaya çıkabilir. Hükümsüz bir alacağın devri işlemine dayanarak yeni alacaklının borçludan borcun ifasını istemesi durumunda borçlunun borcu kime ifa ederek borcundan kurtulacağı meselesi bu durumlardan biridir. İfade etmek gerekir ki borçlunun alacağın devri işleminin geçersiz olduğunu bilmemesi durumunda yeni alacaklıya borcunu ifa etmekle borcundan kurtulacağı şüphesizdir. Bir diğer durum alacağın devri işleminden borçlunun haberdar edilmemesi halinde borçlunun önceki alacaklıya borcunu ifa etmekle borcundan kurtulup kurtulamayacağıdır. Bu durumda alacağın devri kendisine bildirilmeyen borçlu önceki alacaklıya borcu ifa etmekle borcundan kurtulur. Ayrıca borcun alacaklısına ilişkin bir ihtilafın varlığı halinde borçlu, ifadan kaçınarak mahkemenin belirlediği yere borcu tevdi etmek yoluyla borcu sona erdirebilir.
KAYNAKÇA
Doğan, B. F., & Topcuoğlu, S. (2023). SPOR KULÜBÜ ALACAKLARININ DEVRİ. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 27(3), 33-60.
7405 Sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile sair ilgili mevzuat
[1] Doğan, B. F., & Topcuoğlu, S. (2023). SPOR KULÜBÜ ALACAKLARININ DEVRİ. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 27(3), 33-60.
[2] Doğan, B. F., & Topcuoğlu, S. (2023). SPOR KULÜBÜ ALACAKLARININ DEVRİ. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 27(3), 33-60.
[3] Doğan, B. F., & Topcuoğlu, S. (2023). SPOR KULÜBÜ ALACAKLARININ DEVRİ. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 27(3), 33-60.