
İhtiyati tedbir, dava devam ederken dava konusunda meydana gelebilecek ve hükmün icrasını imkânsız kılacak ya da güçleştirecek değişikliklere karşı öngörülen geçici hukukî korumadır. İhtiyati tedbirin amacı, dava konusunda meydana gelebilecek değişikliklerle hak sahibinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasının engellenmesi veya böyle bir zarar gerçekleşmekte ise durdurulmasıdır.[1]
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. ve devamı maddelerinde ihtiyati tedbirin şartlarına yer verilmektedir. Hükme göre; Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir (m.389/1). İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce talep edilebileceği gibi, dava açıldıktan sonra da talep edilebilir. Dava açıldıktan sonra ihtiyati tedbir asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Dava açılmadan önce ise esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunulabilir (m. 390/1). Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir (m. 391/1). Hükümden de açıkça anlaşıldığı üzere, hâkim tarafından verilecek ihtiyati tedbirler Kanun’da sınırlandırılmamıştır. İhtiyati tedbire karar verilmesi halinde, kararın tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararın uygulanması talep edilmelidir. Aksi hâlde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu ihtiyati tedbir kararına muhalefet halinde yaptırım uygulanmasına ilişkin düzenlemelere de yer vermektedir. Buna göre, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet edilmesi üzerine, altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. İhtiyati tedbir kararına muhalefet bakımından görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir (m. 398./1).
Belirtmek gerekir ki, ihtiyati tedbir kararına muhalefet hükümlerinin uygulanabilmesi için muhalefetin kasten gerçekleşmesi gerekir. Diğer yandan, ihtiyati tedbire muhalefet etmekten sorumluluğu gündeme gelecek kişiler, mahkeme tarafından verilmiş olan tedbir kararına uyma yükümlülüğü altında olan kişilerdir. Tedbir kararına muhalefet yalnızca gerçek kişiler tarafından gerçekleştirilebilir. Bu nedenle, tedbir yükümlüsünün tüzel kişi olması durumunda, tüzel kişi hakkında disiplin hapsine karar verilemeyecek ancak tüzel kişinin ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından sorumlu yetkilisi hakkında disiplin hapsi yaptırımı uygulanabilecektir. Örneğin, bir bankanın dava konusu teminat mektubunu nakde çevrilmesini önleyen bir ihtiyati tedbir kararı verilmişse, bankanın mektup bedelini nakde çevirerek ödemesi ihtiyati tedbir kararına muhalefet hükümlerinin uygulanmasını gündeme getirecektir.[2]
Ayrıca, tedbir kararına muhalefet halinde yaptırım uygulanması Kanun’un 398. maddesinde açık bir biçimde şartına bağlanmıştır. Dolayısıyla mahkemenin re’sen bu yönde bir karar vermesi mümkün değildir. İhtiyati tedbir kararına muhalefete ilişkin şikâyet, ihtiyati tedbir kararına aykırı davranışın öğrenilmesinden itibaren altı aylık hak düşürücü süre içerisinde ileri sürülmelidir. Aksi halde, ihtiyati tedbir kararına aykırı davranışın öğrenilmesinden itibaren altı aylık süre içerisinde şikâyette bulunmayan tarafın şikâyet hakkı ortadan kalkacaktır.
Diğer yandan, Kanun, ihtiyati tedbir kararına muhalefet eden kişi hakkında verilen disiplin hapsi kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebileceği düzenlemesine de yer vermektedir. Taraflar, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde karara itiraz edebilir. İtirazı, o yerde hükmü veren mahkemenin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisinden sonra gelen daire; son numaralı daire için bir numaralı daire; o yerde hükmü veren mahkemenin tek dairesi bulunması hâlinde en yakın yerdeki aynı düzey ve sıfattaki mahkeme inceler (m.398/5). Ayrıca, itiraz yoluna başvurulması halinde disiplin hapsi kararı kesinleşmediğinden infaz edilemeyecektir. Kesinleşmesi halinde ise kararın infazı Cumhuriyet başsavcılığınca yapılır.
[1] Abdullah Batuhan Baytaz, Ayşe Ece Acar, ‘İhtiyati Tedbire Muhalefet’, MÜHF-HAD, C. 29, S. 2, 2023, s. 946.
[2] Abdullah Batuhan Baytaz, Ayşe Ece Acar, ‘İhtiyati Tedbire Muhalefet’, MÜHF-HAD, C. 29, S. 2, 2023, s. 949.