Bir dil modeli olan ChatGPT, girilen komutlar doğrultusunda anlamlı içerikler meydana getirmeyi amaçlamaktadır. Çoğunlukla anlamlı içerikler üretmek konusunda başarılı olan ChatGPT’nin ürettiği içeriklerin hukuki niteliği tartışmalıdır. Bu doğrultuda söz konusu içeriklerin fikri mülkiyet hukuku bakımından ele alınması, daha açık bir ifadeyle, ChatGPT tarafından üretilen içeriklerin eser sahipliği hakları bakımından irdelenmesi gerekmektedir. Belirtmek gerekir ki Türk Hukukunda eser sahipliği hakları yalnızca eser üzerinde söz konusu olacağından öncelikle irdelenmesi gereken bahsi geçen içeriklerin eser niteliğini haiz olup olmadığıdır.

5846 Sayılı Kanun’un 1/B maddesi uyarınca; Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri eser niteliğini haizdir.

Bahsi geçen tanımdan da anlaşılacağı üzere bir ürünün 5846 Sayılı Kanun uyarınca fikir ve sanat eseri olarak kabul edilebilmesi için dört özelliğe sahip olması gerekmektedir.[1] İlk olarak bir fikir ve sanat eseri olmalıdır. İkinci olarak söz konusu eser, sahibinin hususiyetini taşımalıdır. Üçüncü olarak fikir aşamasında kalmamış şekillenmiş bir ürün olmalıdır. Son olarak ise ürün 5846 sayılı Kanunda yer alan eser türlerinden birinin kapsamına girmelidir.

İlk olarak ChatGPT tarafından üretilen eserlerin fikir ve sanat ürünü olup olmadığına değinmek gerekir. 5846 Sayılı Kanun’da fikir ve sanat ürününün ne olduğuna ilişkin bir tanım yoktur. Bununla beraber doktrinde ancak insan tarafından üretilen şeylerin fikir ve sanat ürünü olarak nitelendirilebileceği kabul edilmektedir. Dolayısıyla ChatGPT tarafından üretilen içeriklerde insan etkisinin ele alınması gerekmektedir. ChatGPT tarafından ortaya konan içeriklerde insan etkisi yalnızca birkaç kelime veya cümleden oluşan komutu girmektir. Durum böyle olsa dahi, üretilen içerikteki insan etkisinin analizinde insan tarafından girilen metnin uzunluğunun değil, metnin ortaya konulmasında gerçek kişinin nihai etkisinin önem taşıdığı görüşündeyiz. Diğer bir deyişle, gerçek kişi tarafından girilen komut olmasa idi söz konusu içerik ChatGPT tarafından üretilmeyecekti. Dolayısıyla içeriğin üretiminde gerçek kişinin etkisi bariz olduğundan ChatGPT tarafından üretilen eserlerin fikir ve sanat ürünü niteliğini haiz olduğunu söylemek mümkündür.

İkinci olarak, söz konusu eser, sahibinin hususiyetini taşımalıdır. 5846 Sayılı Kanun’da hususiyete ilişkin bir tanım mevcut değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2017/11-2758 Karar No: 2021/1228 ve 14.10.2021 Tarihli Kararında hususiyeti kısaca “eser sahibinin, eserine kendi fikir, düşünce, duygu ve his dünyasından ve fikri temele dayanan yeteneklerinden kattığı özellikler” olarak tanımlamıştır.[2]

Her ne kadar 5846 Sayılı Kanun’da eser sahibi eseri meydana getiren kişi olarak tanımlanıyorsa da gerek doktrin gerekse Yargıtay eser sahibinin ancak gerçek kişiler olabileceği görüşündedir. Dolayısıyla hukuken gerçek kişiliği haiz olmayan ChatGPT, ürettiği içerikler bakımından eser sahibi olarak nitelendirilemeyecektir. Bu durumda ChatGPT’nin içerik üretmesi için komutu giren gerçek kişinin hususiyetini irdelemek yerinde olacaktır. Çoğu durumda komutu giren kişi birkaç kelime veya cümle ile Chatgpt’nin görece çok daha uzun içerikler meydana getirmedini sağlamaktadır. Ayrıca ChatGPT’nin aynı komuta farklı cevaplar verdiği de gözlemlenmektedir. Dolayısıyla her ne kadar insan etkisiyle içerik üretme sürecini başlatan bir sistem olsa da insan faktörünün içeriğin üretiminde özgünlüğün kaynağı olduğu ileri sürülemeyecektir. Diğer bir deyişle, ChatGPT aldığı komuta göre içerik üretmekle beraber söz konusu içerik sırf bu nedenle özgün bir niteliğe sahip değildir. Öyle ki komutu veren kişi aynı komutla farklı içerikler elde edebilmektedir. Bu sebeplerle komutu giren gerçek kişinin eser üzerinde hususiyetinden söz edilemez.

Sonuç olarak, ChatGPT tarafından üretilen içerikler 5846 Sayılı Kanun’da tanımlanan sanat eseri tanımındaki diğer üç özelliği haiz olmakla birlikte eser sahibinin hususiyetini taşıma şartını karşılamamaktadır.  ChatGPT gerçek kişi olarak nitelendirilemediğinden eser sahibinin hususiyeti şartını karşılayamazken komutu giren kullanıcı ise aynı komutla farklı sonuçlar almasından dolayı özgün içerik üretimini sağlayamaz ve bu sebeple hususiyet şartını karşılamaz. Dolayısıyla ChatGPT tarafından üretilen içeriklerin 5846 Sayılı Kanun uyarınca fikir ve sanat eseri olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Tartışmayı ChatGPT’nin “ChatGPT’nin insan yaratıcılığının yerini alamayacağına dair bir makalenin son cümlesi ne olurdu?” sorusuna verdiği cevap içerisinde yer alan cümle ile bitirmeyi uygun bulmaktayız: “Yaratıcılığın kaynağı insanlardır, hiçbir makine onu taklit edemez.”[3]

KAYNAKÇA

GÜÇLÜTÜRK, Ö. Ü. O. G. (2022). CHATGPT İLE ÜRETİLEN İÇERİKLERİN ESER NİTELİĞİNİN 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, (2).

5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve İlgili Mevzuat


[1] GÜÇLÜTÜRK, Ö. Ü. O. G. (2022). CHATGPT İLE ÜRETİLEN İÇERİKLERİN ESER NİTELİĞİNİN 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, (2).

[2] GÜÇLÜTÜRK, Ö. Ü. O. G. (2022). CHATGPT İLE ÜRETİLEN İÇERİKLERİN ESER NİTELİĞİNİN 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, (2).

[3] GÜÇLÜTÜRK, Ö. Ü. O. G. (2022). CHATGPT İLE ÜRETİLEN İÇERİKLERİN ESER NİTELİĞİNİN 5846 SAYILI FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ. Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, (2).