
Eğitimi devam eden ergin çocuğa karşı ana ve babanın yükümlü olduğu nafakanın hukukî niteliği öğretide ve yargı kararlarında tartışmalı konulardandır. Bu nafakanın, “bakım nafakası” mı yoksa “yardım nafakası” mı olduğu hususu tartışmanın özünü oluşturmaktadır. Nitekim, Yargıtay’ın eğitimi devam eden çocuğa ana ve babası tarafından ödenecek nafakanın hukukî niteliği hakkındaki kararları da kendi içinde farklılık arz etmektedir. Bu çerçevede, Yargıtay, ana ve babanın eğitimi devam eden ergin çocuğa karşı nafaka yükümlülüğünü düzenleyen Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 328/2. maddesini, yardım nafakasını düzenleyen TMK m 364 vd. hükümlerine tabi tutmaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Tarih: 02.03.2004, Karar No: 1445/1529;
“Somut olayda davacı çocuk dava tarihi itibariyle reşittir. Böylece TMK’nun 328/l. maddesi gereğince iştirak nafakası son bulmuştur. Ne var ki, çocuk ergin olmasına rağmen eğitimi devam ettiğine göre, ana ve babanın eğitim sona erinceye kadar bakım, eğitim ve korunması için gerekli giderleri karşılama yükümlülükleri devam etmektedir (TMK.md.328/2). Böylece, bizzat reşit çocuk tarafından eğitimin devam ettiği açıkça belirtilerek açılan davadaki istem, TMK’nun 328/2.maddesi uyarınca 364/son maddesi kapsamında yardım nafakası verilmesine ilişkindir.”[2]
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Tarih: 10/07/2014, Karar No: 5850/16116;
“… tarafların ergin çocuğu T. T. (1989)’un açmış olduğu davada bu çocuk için hükmedilen nafakanın “yardım nafakası” değil, “eğitim nafakası” (TMK. md. 328/2) olduğunun anlaşılmasına göre, …”[3]
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Tarih: 07.11.2019, Karar No: 564/1150;
“… Yeri gelmişken her ne kadar Özel Dairece, davacılar … ve … için istenen nafakanın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 364/1. maddesinde düzenlenen yardım nafakası niteliğinde olduğu belirtilmiş ise de adı geçen davacılar için istenen nafakanın niteliğinin 4721 sayılı TMK’nın 328/2. maddesinde düzenlenen bakım nafakası olduğu anlaşılmaktadır.”[4]
Söz konusu kararlardan da anlaşılacağı üzere, Yargıtay’ın eğitimi devam eden çocuğa ilişkin nafaka yükümlülüğüne ilişkin kararları, Türk Medeni Kanunu’nun konuyu açıkça bakım nafakası olarak düzenleyen TMK m.328/2 hükmüne rağmen, farklılık arz etmektedir. Öğretideki hâkim görüşe göre, TMK m. 328/2’deki nafaka, bakım nafakasıdır. Zira, TMK m. 328/2 hükmü, soy bağının hükümleri ayrımında ve TMK m. 327’de düzenlenen “Çocukların bakım ve eğitim giderlerini karşılama” yükümlülüğü kapsamında, ana ve babanın bakım borcunun “süresi” kenar başlığı altında düzenlenmektedir.
Kanun’un açık hükmü ve öğretideki ağırlıklı görüş dikkate alındığında; ana babanın eğitimi devam eden çocuğa karşı nafaka yükümlülüğünün niteliğinin “bakım nafakası (TMK 328/2)” olduğu görülmektedir. Bu noktada, bakım nafakasının söz konusu olabilmesi için gerekli koşulların neler olduğu sorusu önem arz etmektedir. TMK m. 328/2 hükmü kapsamında ana ve babanın eğitimi devam eden ergin çocuğuna nafaka ödeme yükümlülüğünün gündeme gelebilmesi için; çocuğun ergin olması, eğitimine devam ediyor olması ve bakım ve eğitim masraflarının karşılanmasının ana babadan beklenebilir olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır. Bu koşullardan bir veya birkaçının bulunmaması halinde TMK m. 328/2’de düzenlenen bakım nafakası yükümlülüğü doğmayacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Tarih: 05.11.2019, Karar No: 3-2118/1138;
“… Ayrıca, Açık Öğretim Üniversitesinde okuyor olmak, babanın yardım nafakası yükümlülüğünü ortadan kaldıran bir sebep olarak kabul edilemeyeceğinden baba eğitimine devam eden ve yoksulluğa düşmüş çocuğuna yardım etmek zorundadır. Çocuğun okulunu bitirip, bir işe girmesi, çocuğun yararına olduğu gibi babanın da yararına bulunmaktadır…”[5]
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Tarih: 14.11.2019, Karar No: 3-904/1181;
“Günümüz şartları gözetildiğinde çocuğun üniversiteden mezun olması başlı başına eğitim hayatının sona erdiği anlamına gelmemektedir. Zira çocuğun edindiği meslekle ilgili bir işe yerleşebilmesi için yabancı dil kursu, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) kursu, sertifika programı gibi faaliyetlere katılması gerekli olup, bu gibi faaliyetlerin eğitimin devamı olarak kabul edilmesi zorunluluk arz etmektedir. Ayrıca çocuğun okulunu bitirip, iyi bir işe girmesi, çocuğun olduğu gibi babanın da yararına bulunmaktadır.”[6]
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Tarih: 01.11.2012, Karar No: 17987/22454;
“… Somut olayda, davacı her ne kadar açık öğretim fakültesinde eğitimine devam ediyor ise de aynı zamanda asgari ücret düzeyinde maaşla çalışmakta, davalı ise emekli maaşı almaktadır. Bu durumda davacının yardım nafakasından yararlanmasına olanak bulunmamaktadır. Davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken …”[7]
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Tarih: 18.07.2005, Karar No: 7849/8137;
“Davacının, üniversitede okuma arzusu ve bu amaçla hazırlık kurslarına gitmek istemesi onun en tabii hakkıdır. Davanın açıldığı sırada bir petrol istasyonunda cüzi bir miktar maaşla çalışması geçimini temine yönelik (zorunluluktan doğan) bir çalışmadır. O halde, hiçbir malvarlığı ve geliri bulunmayan henüz reşit olmuş ve okuma isteğinde olan kız çocuğunun yardıma muhtaç bulunduğunun kabulü zorunludur. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”[8]
[1] Bu çalışmada şu akademik makaleden yararlanılmıştır: Özyakışır, Ö, ‘Türk İsviçre Hukukunda Ana ve Babanın Eğitimi Devam Eden Ergin Çocuğa Karşı Nafaka Yükümlülüğünde Çocuğun Bakım ve Eğitim Masraflarının Karşılanmasının Ana Babadan Beklenebilir Olması Koşuluna Eleştirel Bir Bakış’ (2025) 83(2) İstanbul Hukuk Mecmuası–Istanbul Law Review 576. https://doi.org/10.26650/mecmua.2025.83.2.0012
[2] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Tarih: 02.03.2004, Karar No: 1445/1529.
[3] Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Tarih: 10/07/2014, Karar No: 5850/16116.
[4] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Tarih: 07.11.2019, Karar No: 564/1150.
[5] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Tarih: 05.11.2019, Karar No: 3-2118/1138.
[6] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Tarih: 14.11.2019, Karar No: 3-904/1181.
[7] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Tarih: 01.11.2012, Karar No: 17987/22454.
[8] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Tarih: 18.07.2005, Karar No: 7849/8137.
