
Türk Hukukunda profesyonel futbolcu sözleşmeleri bakımından Profesyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferi Talimatının 27. maddesinde kulüp tarafından dayanılabilecek haklı fesih hallerine yer verilmektedir. Söz konusu maddede yer alan sebeplerin varlığı halinde artık Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan haklı fesih sebeplerinin varlığına ilişkin bir değerlendirmeye hacet yoktur. Ancak söz konusu hükümde yer alan sebeplerden başka olayların ortaya çıkması halinde, Türk Borçlar Kanunu kapsamında bir değerlendirme yapılır.
Yukarıda anılan 27. madde, ilk olarak, futbolcunun futbol faaliyeti dışında vaki hastalık veya istirahat halinin altı ayı aşması durumunda kulübe profesyonel futbolcu sözleşmesini feshetme hakkı tanımaktadır. Ancak hastalık veya istirahat hali futbol faaliyetinden doğarsa söz konusu madde kapsamında haklı bir fesihten bahsedilemeyecektir. Nitekim, FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesinin, futbolcunun kendi hatasından kaynaklanan bir kaza geçirdiği ve kalıcı şekilde felç olduğu, bunun üzerine kulübün fesih hakkını kullanarak sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği, oyuncunun feshin haksız olduğunu iddia ederek açtığı tazminat talepli davada, yaptığı değerlendirmede FIFA talimatlarında ve içtihatlarında sakatlığın bir fesih hakkı doğurmadığını, söz konusu fesih hakkına sözleşmede yer verilmediğini, ancak kulüp tarafından sözleşmeyi sonlandırmak amacıyla kullanıldığını, kulüp tarafından yapılan feshi haksız olduğu yönünde karar vermiş ve futbolcunun tazminat istemini kısmen kabul etmiştir.[2] Diğer yandan, öğretide futbol faaliyetinin bu madde açısından geniş yorumlanması gerektiği ve futbolcunun deplasman maçına giderken otobüste geçirdiği kaza, antrenmana giderken kendi özel aracında geçirdiği kaza gibi hallerin de futbol faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilmektedir. Ayrıca, futbolcunun futbol faaliyeti dışında vaki hastalık veya istirahat halinde, kulüp, başlığa konu fesih hakkını kullanmak istiyorsa bu halin gerçekleşmesinden ve/veya gerçekleştiğini öğrenmesinden itibaren 30 gün içinde futbolcuya noterden göndereceği bir ihtarname ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini bildirmek zorundadır. Aksi halde, 30 günlük süre hak düşürücü süre olduğundan fesih hakkı kullanılamayacaktır.
Anılan maddenin kulübe sözleşmeyi fesih hakkı tanıdığı hallerden bir diğeri, futbolcunun en az altı ay müddetle kesinleşmiş hak mahrumiyeti veya müsabakadan men cezası almış olmasıdır. Kulüp, fesih hakkını kullanmak istiyorsa futbolcunun ceza aldığını öğrenmesinden itibaren 30 gün içinde futbolcuya noterden göndereceği bir ihtarname ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini bildirmek zorundadır. Aksi halde, 30 günlük süre hak düşürücü süre olduğundan fesih hakkı kullanılamayacaktır.
Diğer yandan, futbolcunun yokluğunun bir fesih hakkı olarak değerlendirilebileceği yönünde içtihat geliştirmiştir. Ancak her yokluk hali bir fesih hakkı ortaya çıkarmaz. Buna göre yokluk halinin kulüp için bir fesih hakkı ortaya çıkarabilmesi için öncelikle bu halin uzun süreli olması gerekmektedir. Kısa süreli yokluk hali de yükümlülüklerin ihlali anlamına gelecek olmakla birlikte, bu halde fesih hakkının varlığından bahsetmek mümkün olmayacaktır. Ayrıca fesih hakkından bahsedebilmek için uzun süreli yokluk hali izinsiz olmalı ve başka bir haklı nedenden kaynaklanmıyor olmalıdır. Ayrıca, kulübün yokluğa dayanarak fesih yapmadan önce futbolcuyu uyarması, futbolcuyu takıma dönüş tarihleri ve tatilin sona erme tarihleri konusunda bilgilendirmesi gerekir. Bu bilgilendirmelerin yapıldığını kulüp ispat edilmelidir.
FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi, futbolcunun yokluğu nedeniyle verilen men cezaları bakımından futbolcunun yokluğu sırasında resmi maçların olması veya olmaması kriterine göre değerlendirme yapmaktadır. Nitekim, FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi; futbolcunun 1 aylık yokluğuna rağmen kulübün resmi maçları olmaması sebebiyle ilgili ülke federasyonu tarafından futbolcuya verilen 4 aylık futboldan men cezasını ağır bulmuş ve bu cezanın para cezası olmasının daha isabetli olacağı yönünde karar vermiştir.[3]
Diğer yandan, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi, izinden vaktinde dönmeyen futbolcuların sözleşmelerinin feshi bakımından emsal teşkil edebilecek bir karar vermiştir. Söz konusu kararda Al Nasr kulübünün sözleşmeli futbolcusu defaten kendisine İran milli takımı adına müsabakalara katılma için verilen izinlerden geç dönmüştür. Kararda; sözleşmenin feshinden önce kulüp tarafından futbolcuya karşı on ay boyunca sessiz kalındığı ve hiçbir disiplin cezası uygulanmadığı tespit edildiğinden futbolcuda bu hareketlerinin mazur görüldüğü güveninin yaratıldığı ifade edilmiştir. Bu nedenle futbolcunun sözleşmesinin kulüp tarafından daha sonradan feshinin haklı bir nedene dayanmadığı yönünde karar verilmiştir.
Profesyonel futbolcu sözleşmelerinde futbolcunun belirli maçta forma giymemesi halinde veya belirli sayıda gol atamaması halinde futbolcunun sözleşmesinin kulüp tarafından haklı sebeple feshedilebileceğine ilişkin maddelere yer verilebilmektedir. Söz konusu maddelerin bir fesih hakkı doğurup doğurmayacağı yönünde FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi’nin çelişkili kararlar verdiği görülmektedir.
FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi bir kararında futbolcunun lig müsabakalarında görev alma oranının %70’in altında olması halinde sözleşmenin kulüp tarafından feshedilebileceğine ilişkin sözleşme maddesinin geçerli olduğunu kabul etmiştir. Söz konusu kararda her ne kadar görev alma sürelerinin münhasıran kulübe bağlı olduğunu, fesih hakkının tek taraflı olduğu yönünde endişeleri olduğunu belirtse de, FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi, anılan sözleşme maddesinin tarafların ortak iradesi doğrultusunda düzenlendiğini ve fesih hakkının sadece sezon sonu için tanındığını, bu nedenle ilgili sözleşme hükmünün geçerli olduğunu kabul etmiştir. Bu çerçevede Daire, fesih hakkının sadece sezon sonunda tanınmasının kulübün keyfi davranışlarını sınırlayacağını, futbolcuya da belirli bir hukuki öngörülebilirlik sağlayacağını ifade etmiştir.[4]
FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi verdiği diğer bir kararda bu kararından dönmüştür. Karara konu olayda taraflar arasındaki sözleşmeye göre futbolcunun 2005 sezonunda takımın maçlarındaki tüm sürenin %85’inde oynaması ve en az 7 gol atması, 2006 sezonunda 15 gol atması, aksi halde kulübün sözleşmeyi durdurabileceği, bu halde kulübün futbolcuya ücret ödemeyeceği, futbolcunun tazminat talep etmeyeceği ve 50.000 USD cezai şart ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Daire, söz konusu kararında futbolcunun kaç maçta oynayacağına kulüp tarafından karar veriliyor olduğundan bunun keyfi bir düzenleme olduğuna kanaat getirmiştir. Ayrıca sözleşmenin akıbetinin belirli sayıda gol atılması hususuna bağlanmasına ilişkin olarak böyle bir maddenin futbolun ruhuna ve takım oyununun temel amacına aykırı olduğundan bahisle bu maddenin de geçerli olmayacağına kanaat getirmiştir.[5] Daire yakın tarihli bir diğer kararında benzer gerekçelere dayanarak futbolcunun, kulübün lig maçlarında %40’tan az oynama halinin kulüp için bir fesih hakkı ortaya çıkarmayacağına hükmetmiştir.[6]
Son olarak, FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi bireysel performans düşüklüğüne ilişkin birçok kararında performans düşüklüğünün bir fesih hakkı ortaya çıkarmayacağına hükmetmektedir. Daire, bir kararında, kulüp lehine sözleşmede düzenlenen futbolcunun bireysel performans düşüklüğü nedeniyle sözleşmenin feshedilebileceğine ilişkin hükmü geçersiz saymış ve kulübün yaptığı feshin haklı nedene dayanmayan bir fesih olduğuna kanaat getirmiştir.[7]
[1] Bu çalışma şu yüksek lisans tezinden yararlanmak suretiyle hazırlanmıştır; Kızılkaya, Y. (2019). Profesyonel futbolcunun iş ilişkisinin sona ermesi (Master’s thesis, Bursa Uludag University (Turkey)).
[2] FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi, 07.02.2014, 02141221 Referans Numaralı Karar.
[3] FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi, 10.04.2004, 6400276 Referans Numaralı Karar.
[4] FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi, 04.02.2025, 25247 Referans Numaralı Karar.
[5] FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi, 28.09.2006, 96391 Referans Numaralı Karar.
[6] FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi 17.09.2009, 99673 Referans Numaralı Karar.
[7] FIFA Uyuşmazlık Çözüm Dairesi 28.07.2005, 75975 Referans Numaralı Karar.